Kara Vasıf
Kara Vasıf Türk tarihinin
enginliklerinde kaybolmaya yüz tutmuş bir kahramanımızdır. Kendisi hakkındaki bilgiler genel olarak bazı hatırat veya araştırmaların orasından burasından
geçmekle beraber, hakkında yazılmış bir eser ne yazık ki bulunmamaktadır. Bu
kahramanı tanıtabilmek için Terakki Mecmua'nın "İttihatçı Portreler"
sayısında bir yazı kaleme almıştım. Burada ise Kara Vasıf'ı akademikten tondan
biraz daha uzak ve daha canlı şekilde ele almaya çalışacağım.
Vasıf, Osmanlı'nın altın
jenerasyonunun kendisine yüklemiş olduğu misyonu yerine getirerek subay
mesleğini seçmiştir. Lakin askerlik dönemine ait kayıtlar hatıratlarda veya tutanaklarda karşımıza çıkmamaktadır. Kara Vasıf'ın tarih sahnesine çıktığı an ise İmparatorluğun
ölüm anına doğru gittiği dönemdir: Kurtuluş Savaşı...
Kurtuluş Savaşı'nda Anadolu'nun
yegâne ihtiyacı olan subay, asker, mühimmat ve vatansever gereksinimi sağlayan
yegâne teşekkül Karakol Cemiyeti'ydi. Karakol Cemiyeti'nin kurucusu ise işte bu
kahraman Kara Vasıf'tı. Hatta cemiyetin ismi dahi Kara Kemal ve kendi isminden
ilham alınarak oluşturulmuştu.
Türk'ün ölüm anında elini taşın
altına sokan Kara Vasıf istihbarat konusunda büyük işler yapmış ve bilhassa, İstanbul'da oldukça etkin
mevkilere adamlarını yerleştirmişti. Bu adamlar kimi zaman sıradan bir esnaf,
kimi zaman harbiye nezaretinde bir casustu.
Mustafa Kemal Paşa dahi Milli
Mücadele'nin teşkilatlanma döneminde Kara Vasıf'tan olabildiğince yararlanma
yoluna gitmişti. Temsil Heyeti tutanaklarına göz gezdirdiğimizde, Vasıf'ın
İstanbul'un nabzını ne denli tuttuğunu ve Gazi Paşa ile rüfekâsının, Kara
Vasıf'ın tahlillerine ne denli ihtiyacı olduğunu görebilmekteyiz.
İşgal kuvvetlerinin elinde bulunan
İstanbul'da her türlü istihbarat faaliyetini korkusuzca yerine getiren bu adam
zannedileceği üzere öyle boylu poslu birisi değildir. Kara Vasıf kavruk, kısa
boylu ve zayıfça bir simâdır. Lakin bu fiziksel çehresi onun yaptıklarına
hiçbir engel teşkil etmemiştir. Zirâ kendisi tepeden tırnağa bir vatansever ve
İttihatçı'dır.
İngilizlerin 16 Mart 1920'de
İstanbul'u işgal etmesiyle beraber, onların şimşeklerini üzerine en çeken
kişilerden birisi Kara Vasıf olmuştur. Öyle ki, Rauf Orbay ile birlikte
tutuklanarak Malta'ya sürgün edilmiştir. Buna ilaveten de Anadolu hareketine
karşı Vahidettin'in idam fetvası çıkarmış olduğu altı kişiden birisi de Kara
Vasıf'tı. Bu altılıdan birincisi Mustafa Kemal Paşa, ikincisi Kara Vasıf'tır.
Malta'da dönüşünde ise kendisini II.
Grup'ta, yani, Mustafa Kemal'e muhalefet edenlerin safında bulan Kara Vasıf'ın
siyasi ömrü pek de uzun olmamıştır. II. Meclisle beraber meclis dışı kalmış,
daha sonrasında Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ile siyasete geri dönmeye
çalışmış lakin malûm sondan dolayı bunda muvaffak olamamıştır.
1926'da ise Cumhuriyetin kurucu
kadrosu İzmir Suikasti davasını genişletmiş ve işi amacından saptırmıştır. Ziya
Hurşit gibi üçüncü sınıf İttihatçılar yüzünden Dr. Nazım, İsmail Canbolat,
Cavit Bey ve Kara Kemal gibi birinci sınıf, yani önde gelen İttihatçılar idama mahkûm edilmiş, İttihatçılık tasfiye edilmiştir. Kara Vasıf'ın bu cendereden çıkmış
olması da onun talihidir.
Milli Mücadelemizin temelinde harcı
bulunan Kara Vasıf'a selam olsun.
Post a Comment: