MİLLİ MÜCADELE'NİN BAŞINDA ATATÜRK VE İNGİLİZLER
![]() |
GAZİ PAŞA |
MUSTAFA KEMAL'İN İSTANBUL'DAKİ
İNGİLİZ POLİTİKASI
Gazi Paşa, Milli Mücadele yıllarında sade politikalar
izlemek yerine oldukça kıvrak manevralar içeren bir dizi siyasi hamlelerde
bulunmuştur. Örneğin; TBMM'nin açılışını cuma gününe denk getirmesi, meclis
açılışında hatimler indirilmesi ve yine meclis açılışında kurbanlar kesilmesi
doğrudan İslam Devletleri'nin dikkatini çekmek amacıyla yapılmış kimi
hamlelerdi.
Gazi Paşa, yine bu politikaya benzer hamleleri
Bolşeviklere karşı da sergilemiştir. Paşa, yeri geldiğinde Türkiye Komünist
Fırkası kurmuş ve onların yayınorganlarının finansmanı olmuş, yeri geldiğinde
Sovyet temsilcilerine kendisini samimi bir komünist olarak tanıtmıştır.
Bu manevralar şüphesiz ki hiçbir şekilde Gazi Paşa'nın
kişiliğini yansıtmamaktadır. O, bu süreçte rakibinin elini gören bir poker
ustası gibidir. Hamleleri, duruşu ve tavrı konuştuğu kişiye göre değişkenlik
göstermiştir.
Gazi Paşa'nın pek bahsedilmeyen ya da bahsedilmesinden
hoşnut olunmayan bir siyaseti de İngilizlere karşı yürütülmüştür. O, işgal
altında tutuklanmayan sadece birkaç generalden biridir. Peki bu şans mıdır?
Kesinlikle değildir. Mustafa Kemal Paşa işgal altındaki İstanbul'da İngilizleri
oyalamak için ciddi girişimlerde bulunmuştur. Yazımızın konusu da tam olarak
burada başlamaktadır.
*****
Şimdi size Mustafa Kemal Paşa tarafından Sadrazam ve aynı
zamanda Harbiye Nazırı olan Ahmet İzzet Paşa'ya gönderilen 5 Kasım 1918 tarihli
iki telgraf göstereceğim:
1-) "İskenderun'a her ne sebep ve bahane ile
asker çıkarmak girişiminde bulunacak olan İngilizlere ateşle direnilmesini ve
ayrıca 7. Ordu'nun büyük kısmını Katma-İslahiye yönünde hareket ettirerek
Kilikya hududu içerisine girmesini emrettim"
(İngilizler Musul'daki askerlerine yardımda bulunmak
için Babıali'ye başvuruda bulunmuşlar ve bu malzemelerin Hatay üzerinden
Musul'a gönderilebileceğinin onayını almışlardır. Mustafa Kemal de 1 no'lu
telgrafımızda bunu şiddetle kınamış ve Hatay'a çıkacak askerlerin orayı işgal
edeceklerini bildiği için komutasındaki birliklere İngilizlerin Hatay'a çıkması
durumunda ateş etmesini emretmiştir.)
2-) "... İngilizlerin her dediklerine boyun
eğecek olursak, ihtiraslarının önüne geçmeye olanak bulunmayacaktır."
(2 no'lu mektupta ise Mustafa Kemal dönemin
sadrazamını oldukça sert bir tonda İngilizlere karşı uyarmaktadır.)
Bu iki telgraf Mustafa Kemal Paşa'nın Mondros
Anlaşması'ndan sonraki süreçte İngilzler'den ne denli nefret ettiğini ve bu
uğurda Sadrazam/Harbiye Nazırı Ahmet İzzet Paşa'ya dahi oldukça sert tonda
telgraflar çektiğini göstermektedir.
*****
Şimdi ise, Mustafa Kemal Paşa'nın İngiliz dostu gibi
görünen iki mektubunu paylaşacağım:
3-)"İngilizler Osmanlı milletinin hürriyetine ve
devletimizin istiklaline riayette gösterdikleri hürmet ve insaniyet karşısında
yalnız benim değil bütün Osmanlı milletinin İngilizlerden daha hayırlı bir dost
olmayacağı kanaatiyle mütehassis olmaları pek tabiidir." (17 Kasım
1918)
(Mektuba salt olarak baktığımızda Mustafa Kemal'in
bir İngiliz Muhibbanı olduğu izlenimi doğabilir)
4-)"Eğer İngilizler Anadolu için sorumluluk kabul edecek
olurlarsa, İngiltere yönetiminde bulunan tecrübeli Türk valileriyle çalışmak
gereğini duyacaklardır. Böyle bir yetki çerçevesinde hizmetlerimi sunabileceğim
uygun bir yerin mevcut olup olamayacağını bilmek isterim."(14
Kasım 1918)
(4 no'lu mektupta ise Mustafa Kemal İngilizler'den açıkça
Valilik talep etmektedir.)
*****
Yukarıda
4 alıntıdan bahsettik. Bu alıntılardan ilk ikisi 5 Kasım 1918 tarihliyken; 3 ve
4 no'lu alıntılar sırasıyla 17 ve 14 Kasım 1918 tarihlerine tekabül etmektedir.
İlk iki alıntıda Mustafa Kemal tam bir İngiliz düşmanıyken son iki alıntıda
İngilizlerle oldukça yakın ilişki kurmak isteyen biri gibidir. Bu bir veya bir
buçuk haftalık değişen siyasetin sebebi nedir?
CEVAP: İstanbul 13 Kasım 1918 tarihinde İngilizlerce işgal edilmiştir. O
halde karşımıza çıkan manzara şu oluyor. 13 Kasım 1918'e kadar katı bir İngiliz
düşmanı olan Mustafa Kemal ; 13 Kasım 1918'den sonra İngilizlere karşı ılımlı/dostça
bir politika güdüyor ve asıl amacını saklayıp karşımıza yeni bir profil
çıkarıyor.
Peki
Mustafa Kemal bu siyaseti gütmeseydi ve İngiliz düşmanı imajını sürdürseydi,
Malta'ya sürgün gitmesi kaç gününü alırdı ?
Post a Comment: