Thursday, May 7, 2020






Mustafa Kemal Paşa'nın Ahlaki yönü hakkında Hatıratı'nda saçma ifadeler kullanmış olan Rıza Nur'un kendi ahlakına bir göz atalım


          Rıza Nur'un iffetini koruduğuna yönelik kendi anlatımı;

                "Bir defa da bir sünnette sünnet evinde gece kalmış, birtakım hanımlar gece sarhoş olup yattığım odaya hücum etmişlerdi. Ben ne kadar namuslu veya saf insanmışım ki kapıyı kilitledim, sabaha kadar mukavemet ettim. Adeta kapıyı kırmaya çalıştılardı. Bunu da bilmemezliğe gelmiştim. Ne de en samimi arkadaşıma söylememiştim. Bugün bu kağıda tevdi ediyorum. " (s.180)

          Rıza Nur iffetini korurken başını derde sokuyor;

                "... Bir defa  da bir arkadaşın karısı musallat oldu. Red ve hatta tahkir ettim. Ne yaptı bilir misiniz? Kocasına benim ona tecavüz ettiğimi söyledi. Gel de şimdi pirincin taşını ayıkla." (s.180)

          Rıza Nur dönemin namus anlayışını anlatıyor;

                "...Mesela bir tulumbacı ölse dahi arkadaşının karısına göz atmazdı. Bu kadar değil zevce olmayıp da kapatması bir orospu dahi olsa yine el sürmezdi." (s.180)

           Rıza Nur eskiden kendisini seven bir kadının evliliği hakkında bilgi alıyor;

                "... Kız evlendi. Haber alıyorum ki; kocasını sevmiyordu. Az zamanda odasını ayırtmıştır." (s.188)

            Rıza Nur'un ahlaki olarak özeti;

                "Bu yiyip içme şehveti arttırdı. Kadın bulmanın da imkanı yok. Beni fena bir hırs tuttu; deli olacağım. Bir hizmetçi kadın bulmalarını ötekine berikine rica ettim. Birisi bir köyde iki Sırp fahişe olduğunu söyledi. Getirttim. Uzaktan gözüktüler. Sevinerek koştum. On adım yaklaşınca öyle bir koku duydum ki; iğrenip geri döndüm. Kadınlarını yerlerine yollattım. Sırp köylüsü pek pistir. Meğerse vaftiz suyu gitmesin diye ölünceye kadar yıkanmazlarmış." (s.195)


Post a Comment: