SAMSUN'A ÇIKMADAN ÖNCEKİ 6 AY
![]() |
Sakallı Nureddin Paşa ve Gazi Paşa |
Osmanlı Ordusu kendisi için kaçınılmaz bir sonuç olan
Cihan Harbi'ne girmiş ve yenilmişti. Cihan Harbi yengilsi sonrası Mustafa Kemal
Paşa da dahil olmak üzere Osmanlı Subayları mücadelede yeni bir sayfanın
açılacağının farkındaydı. Örneğin; Yakup Şevki Paşa Ordusunu dağıtmamış; Ali
İhsan Sabis Paşa da elindeki birliklerden Türkler hariç geri kalanı terhis
etmişti. Bu noktada Mustafa Kemal Paşa da Ali Fuat Cebesoy ile kafa kafaya
vermiş ve Yıldırım Orduları'ndan kalan birlikleri Jandarmalığa tam teçhizatlı
şekilde kaydırmıştı. Bu kaydırmanın sebebi Mondros Anlaşması'yla birlikte
askerlerin terhis edilme zorunluluğu olmasıydı Lakin Jandarmalığa böyle bir
kıstas getirilmemişti. O halde eldeki askerler buhar olmak yerine jandarma adı
altında direniş yuvalarına çevrilebilirdi.
Gazi Paşa artık cephedeki işlerini bitirmiş ve 13 Kasım
1918 tarihinde Haydarpaşa Garı'na varmıştı. Karşısında 50 küsür gemiden oluşan
metal yığını Boğaz'ı kaplamaktaydı. İşte tam da bu noktada o tarihi sözü yaveri
Cevat Abbas'a söyledi: "Geldikleri gibi giderler!"
Elbette bu sözle olacak bir şey değildi ve Mustafa Kemal
kafasındaki planları sırasıyla uygulamaya koydu. Bu planlar arasında Anadolu'ya
çıkıp asi duruma düşmek en son seçenekti.
İlk olarak, daha Ahmet İzzet Paşa kabinesi kurulmadan
önce kabineye girmek istemiş ve Harbiye Nezareti'ni de kendi uhdesine alarak
orduyu tanzim edebileceğini ve direnişi daha profesyonelce yapabileceğini
tasavvur etmişti. Ahmet İzzet Paşa kurmuş olduğu kabinede Gazi Paşa'ya yer
vermedi ve bu plan rafa kalktı.
İkinci olarak, kısa süre içinde Vahidettin'in kabineye
karıştığı gerekçesiyle Ahmet İzzet Paşa istifa etmişti. Yerine ise Tevfik Paşa
kabineyi kurması için görevlendirildi. Mustafa Kemal Paşa Ahmet İzzet Paşa ile
daha fazla yol alınabileceği kanaatini getirdiği için Tevfik Paşa'nın güvenoyu
alamaması için elinden gelen kulis çalışmalarını yapmışsa da başarılı olamadı.
Tevfik Paşa kabinesi kuruldu.
Üçüncü olarak, işgal kuvvetlerini ölçüp tartan Gazi Paşa
kimi zaman İtalyan Kont Sforza ile kimi zaman İngiliz Haberalmadan Bennet ile
dahi görüşmüştü. Havayı solumak niyetindeydi. Bu sebeple, İngilizleri öven
politik açıklamalara girişti. Bunu bir önceki paylaşımımızda detaylı olarak
yapmıştık (Bknz. https://burakitc.blogspot.com/2020/05/gazi-pasa-mustafa-kemalin-istanbuldaki.html
) Bu plan kısmen başarılı oldu.
Dördüncü olarak, siyasi herhangi bir faaliyet ile işleri
düzene koyamayacağına kanaat getiren Mustafa Kemal Paşa bu sefer de ihtilalci
yöntemleri denemeye karar verdi. Plan kimilerine göre Sadrazamı kimilerine göre
Padişah'ı kaçırmak ve müzakerelere koyulmaktı. Bu ihtilal yöntemi için bir
cemiyet kurdu ve adı da "Ayyıldız Cemiyeti" oldu. Grupta İstamil
Canbulat, Rauf Orbay, Fethi Okyar gibi şahıslar bulunmaktaydı. Kara Kemal'in de
gruba sonradan eklenmesi bilhassa İsmail Canbulat'ı rahatsız etti ve cemiyetten
ayrılacağını Kara Kemal'in olduğu yerde komitacılık yapıldığını söyledi ve
"Benim çoluğum çocuğum var, yapamam" diyerek cemiyetten ayrıldı. Bu
da Ayyıldız Cemiyeti'nin gizliliğini tehlikeye atma ihtimaline karşı cemiyetin
kendisini feshetmesine sebep oldu.
Beşinci olarak, elindeki planların yeterince başarılı
olamaması sebebiyle Gazi Paşa Anadolu'ya geçmeye karar verdi ve İsmet İnönü ile
de bu konu hakkında görüşmede bulundu.
Son olarak, Gazi Paşa'ya kader göz kırptı. Anadolu'ya
Rumlar ile Türkler arasındaki problemleri çözecek elit bir subay gereksinimi
duyuldu. Zaten elde avuçta tutuklanmayıp Malta'ya gönderilmeyen birkaç kişi
vardı. Tabi, Gazi bu işin aylar öncesinden ya olursa diye altyapısını yapmıştı.
Şöyle:
Anadolu'ya yapılacak tayinlerde iki makam çok önemlidir.
Birisi İçişleri Bakanlığı diğeri Harbiye Nezareti. Mustafa Kemal Paşa dönemin
İçişleri Bakanı Mehmet Ali Bey ile yakınlaşma gereksinimi duymuştu. Kendisi
sıkı bir Hürriyet ve İtilafçı olan Mehmet Ali Bey Ali Fuat Cebesoy ile akraba
idi. Tam olarak Ali Fuat Cebesoy'un kardeşinin kayınpederi idi. Bu ailevi bağ
sayesinde Ali Fuat Cebesoy, Gazi Paşa ile Mehmet Ali Bey'i birkaç ay öncesinden
tanıştırmıştı. Bu tanışma bir sohbete dönüştü ve Gazi Paşa muhattabı olan
Mehmet Ali Bey'e "Ben de sizdenim" mesajını vermişti. Bu inanılabilir
bir durumdu zira Gazi'nin İttihatçılar ile olan problemleri bilinen bir
gerçekti. Konuşmanın sonunda Mehmet Ali Bey Mustafa Kemal Paşa'ya "Bizimle
çalışır mısın?" teklifinde bulundu ve Mustafa Kemal de "Elbette"
dedi. Artık İçişleri Bakanlığı cepteydi.
Harbiye Nezareti ile ise farklı bir kanaldan iletişim
sağlandı. Harbiye Nazırı Şakir Paşa, Gazi'nin yaver Cevat Abbas Gürer'in
akrabasıdır. Şakir Paşa ile Mustafa Kemal Paşa'nın görüşme zeminini ayarlayan
ve ona Anadolu'nun kapısını açan görüşme arkasında da Cevat Abbas Gürer'in
büyük katkısı olmuştur. Gazi Paşa, Şakir Paşa'yı da Mehmet Ali Bey gibi
kazanmayı başarmıştır.
Kısaca özetlediğimiz kadarıyla şu açıkça görülmektedir.
Mustafa Kemal Paşa ardı ardına birçok plan yapmış ve her başarısızlıkta bir
diğerine geçmiştir. Arkadaşlık ilişkileri ile de devlet kademelerine ne olur ne
olmaz diye sızması ise ona büyük bir imkan sağlamış ve Anadolu'ya 9. Ordu
Kıtaatı Müfettişi olarak atanmıştır. Yetkileri öylesine geniştir ki sanki
Anadolu Beylerbeyi'dir. Bu yetkileri de Kazım İnanç ile birlikte kendisinin
kaleme alındığı da unutulmamalıdır.
19 Mayıs 1919 Kurtuluş Savaşı'nın sembol tarihidir. Savaş hem
Mustafa Kemal Paşa için hem de diğer kahramanlar için çok önceden başlamıştır.
1 comments :
üstad yazıda osmnalı ordusunun birinci dünya savaşına girmesi kaçınılmaz demişsiniz. bu konu ile ilgili kafamı kurcalayan husus osmnalı devletinin birinci dünya savaşını kazanma stratejisi ne olduğu hakkında? 2 ağustos 1914 te almanya ile gizli ittifak kuruluyor. 10 ağustos ta goben ve breslau çanakkaleden içeri alınıyor ev satın alındıkları açıklanıyor. bunun üzerine ingiliz donanmna bakanı çanakkaleyi geçip istanbuklu işgal etmek ile tehdit ediyor. eylül 1914 te alman ordusu marne savaşında durduruluyor ve bir cephe savaşı olacağı kesinleşiyor. alman genelkurmay başkanı von moltke kayzere gidip iki cepheli savaşı kazanamayız , barış imzalayın deyince görevden alınıyor . yerine geçen von falkenhayn osmanlı devleti savaşa girip ingiltere ve rusyay saldırmalı diyor. 29 ekim 1914 te osmnalı donanması rus limanlarını bombalıyor. 2 kasım 1914 rusya, 3 kasıma da ingiltere ve fransa osmnalı ya savaş ilan ediyor. osmnalı ancak 14 kasımda cihat ve savaş ilan ediyor. sarıkmaış harekatı 22 araılk 1914 te başlıyor. yani osmnalı devleti 2 ağustos 1914 ten beri 6 ay boyunca ne yaptı sarıkamış harekatına hazırlık için. bu harekat 29 ekim civarında yapılsa hem denizden hem karadan baskın olmazmıydı. ek,m ayında kış sert değildi. rus ordusunun yarısı kuzeyde almanlara karşı gönderilmişti. bu çok büyük bir gaflet değil mi? sarıkamış harekatı yapılırken , almaya ne yaptı? onlarda kuzeyden saldırsaydı ya rusyaya.müttefiklik bunu gerektirmez mi? sarıkamış başarılı olsa savaş rus topraklarında devam eder, ermneiler ayaklanamzdı. belki de rusya savaştan erken çekilir, abd savaşa girmeden almanya çift cepheli savaştan kurtulurdu
Reply